Son Buzul Çağı'nın sona erdiği ve Avrupa içerine kadar uzanan buzulların kutuplara doğru çekildiği 12-10 bin yıl öncelerinde, Anadolu'nun da içinde bulunduğu iklim kuşağında ılık ve yağışlı bir döneme girilmişti. İnsanlık Kültür tarihinde Mezolitik Çağ olarak adlandırılan bu süreçte avcı-toplayıcı ekonomi yapısını sürdüren insan toplulukları geniş alanlara yayıldılar. Kaya raflarının bir çatı gibi örttüğü kaya sığınaklarında barınan bu klanlar Şamanist inançlarının sembolleri ile ifade ettikleri korku ve umutlarını bu sığınakların kaya yüzeylerine çizerek yakardılar. Yeni Sindel köyünün 700 metre kadar batısındaki Sarıdere mevkiinde, dere yatağının korunaklı yamacında yer alan kaya sığınağı, üst kayasının iç yüzüne kırmızı demir oksitin yağla karıştırılması ile elde edilen boya ile çizilen bu simgeler nedeniyle yöre halkı tarafından "Kanlı Taş" olarak adlandırılmıştır. Kırmızı ve vişne çürüğü renklerde üç el, muhtemelen Çakallar Volkanı'nı temsil eden, içi noktalarla doldurulmuş bir daire ve bunun iki yanında hafif konik açılımla uzayan çizgilerle resim alanını sınırlayan kalın bir hattan oluşan Kanlı Kaya çizimleri Anadolu'da Kars, Hakkari ve Adıyaman çevresinde tespit edilmiş diğer prehistorik kaya resimlerinden farklı bir stile sahiptir. Muğla'da, Bafa Gölü ve Ödemiş/Konaklı yakınındaki soğukluk mevkiinde bulunan kaya resimleri ile tek ortak noktası el çizimleridir.
Yöre köylülerinin Kanlı Kaya ile ilgili öyküsünde "eşkıyalar tarafından vurulup buraya sığınan bir gencin ölmeden önce kendi kanı ile bu resimleri çizdiği" anlatılıyor. Ancak Çakallar fosil ayak izleri ile Kanlı Taş kaya resimleri birlikte değerlendirildiğinde akla hemen ayak izlerinin sahipleriyle resimleri çizen insanların aynı klanın mensupları olabileceği düşüncesi geliyor... Gelecek yıllarda sürdürülmesi planlanan çalışmalar çevrede varlığı bilinen çok sayıda kaya sığınağında gizli kalmış olası keşifleri hedefliyor.