Mimarlık yapısı sadece üstü örtülmüş duvarların hapsettiği barınacak yer değildir. Birtakım yollara başvurularak daha hareketli, daha yaşamı güzelleştirecek biçimlere ulaştırılabilir. Bunun çeşitli örneklerinden biri de kapı tokmaklarıdır.
Kapıyı çalıp ziyareti evdekilere haber vermeye, tutup çekerek kapatmaya yarayan halka ve tokmaklar yalnızca fonksiyonlarıyla değil, estetik değerleri bakımından da bir devrin sanat görüşünü, anlayışını dile getiren yapıtlardır.
Kula'daki kapı tokmaklarının tasvirleri ve mitolojik yönünü ele alıp baktığımızda ilginç sembollere rastlanır. Örneğin insan için bir duyuru aracı olarak görev alan kapı tokmaklarının üzerindeki figürler her dönemin sanatçıları tarafından inançları, korkuları, ümitleri ve meslekleri doğrultusunda sembolik maksatları düşünülerek yapılmıştır. kapılarda yer alan melek sembolü inançı temsil ederken, denizci sembolü ev sahibinin mesleğini işaret etmektedir.
Kapı, tüm dünyada olduğu gibi Anadolu evinde de önemli bir ögedir. Ailenin sosyal ve kültürel kimliğini belirler. Tokmaklar da aynı şekilde içeride yaşayan topluluğun sosyal durumunu simgeler. Zenginin kapı tokmağı kalın, ağır süslüdür, pirinçtendir. Fakirin ise ince, basit, demirden ve halkadandır. El formundaki tokmaklarda kimi elde yüzüğün hiç olmaması, kimi elde orta parmakta veya yüzük parmağında yüzüğün olması ev sahibinin bekar, evli ya da dul oluşunu simgeler. Eve gelen konuk tanıdıksa kapıdaki halkayı, yabancıysa kapı tokmağını vurmaktadır. Böylece ev sahipi evdeki durumu ona göre ayarlar.
Kapı halkalarının bir iple ile sıkı sıkı bağlanması evde kimsenin olmadığını, gevşek bağlanması evdeki kişinin yakın zamanda döneceğini, sadece bir halka bağlandığı takdirde evde insan olduğunu gösterir.